Fantastikseverler selamlar. Geçtiğimiz hafta vizyona giren Fantastik Canavarlar: Dumbledore’un Sırları incelemesi ile sizlerleyim. Filmi geç izlemiş olsam da vizyondayken izleme şansınız varken yazıyı yazmak istedim.
Serinin üçüncü filminde yaklaşan büyücülük dünyası başkanı seçimlerini ve kötü karakterimiz Grindelwald’un bu seçimlere katılma çabasını izliyoruz.
İnclemeye geçmeden önce özellikle Büyücülük Dünyası hayranlarına ve bu evrenden bir şeyler izlemeye devam etmek isteyenlere ayrıca duyurmak isterim ki Warner Bros’un yaptığı açıklamaya göre filmin gişe başarısı serinin devam edip etmeyeceğine karar verecekmiş. Her ne kadar Fantastik Canavarlar serisi özelinde konuşulmuş olsa da ayrıca bu seri çok harika olmasa da bu filmin gişesinin evren içinde yapılacak her filmde etkili olacağını düşünüyorum. Fantastik Canavarlar beklentilerin oldukça altında olsa da bu evrende harika hikayeler olduğuna inancım var.
FİLMİN GECİKMESİ VE ROWLİNG’İN MUHTEMEL GÜÇ ZEHİRLENMESİ
Yorumlamaya geçmeden önce filmin yapım aşamasındaki birkaç şeye değinmek istiyorum. Filmin geç kalmasında iki büyük neden var. Bunlardan birisi J. K. Rowling’in senaryo yazmakta yetenekli olmadığını kabul etmeyip deneyimli senaristlerin yardımını reddetmesi. Rowling senaryoyu tek başına yazmakta ısrar edip kötü bir senaryo ortaya çıkarttı ve senaryo kabul edilmedi. Filmin iptal edilme ihtimaline karşı Rowling daha çok söz sahibi olacağını garantileyerek Harry Potter serisinde de senaristlik yapmış Steve Kloves ile çalışmaya başladı. Fakat düşüncem o ki Rowling başarısız bir senariste göre fazla söz sahibiydi. Filmin –tamamı senaryo kaynaklı birçok açıdan- sinemanın temellerine oturmadığını söyleyebilirim. Rowling’in muhtemel güç zehirlenmesi fikrim de burada devreye giriyor. Oluşturduğu evrenin güzelliği büyük kitleler tarafından kabul görmüş durumda. Güzelliği tartışılmayan bir evren yaratması ve dünyanın en zengin yazarı olması onu bu güç zehirlenmesine itmiş olabilir. Profesör McGonagal’ın doğum tarihi gibi değişmemesi gereken konuları bile alt üst ettiği bir senaryo yazıyorken senaristliği bırakmaması gibi (bunun gibi çok örnek var sizi sıkmayacağım) konular bu tezimi destekliyor.
Diğer bir nedeni de filmin başrollerinden olan, Gellert Grindelwald’u canlandıran Johnny Deep’in eşine uyguladığı şiddet iddiaları. Şiddet dolayısı ile Johnny Deep rolden alınmıştı. Bunun gerekli olup olmadığını burada tartışmayı düşünmüyorum ama yine filmde büyük bir rolü olan Ezra Miller’ın şiddet iddiaları karşısında Warner Bros’un hiçbir şey yapmaması değişik bir konu.
DUMBLEDORE’UN NE SIRRI VARDI Kİ
Fantastik Canavarlar serisinin abartılı isimler koymasına alışmamız gerekiyor sanırım. Grindelwald’un yaramazlıklarını izlediğimiz filme “Grindelwald’un Suçlarıı” ismini koymuşlardı. Şu anda da Albus Dumbledore ve Dumbledore ailesinin artık sır olmayan şeylerini izlediğimiz filme Dumbledore’un Sırları adı verilmiş. Filmde gördüğümüz tüm sırlar gerek önceki filmlerde gerek Harry Potter serisinde hatta Rowling tarafından Twitter’da açık edilmişti. Filme adını verecek bir sır yoktu.
Evrenin dünyada birçok hayranı var ve biz hayranlar olarak o filmi zaten izleyeceğiz. O evrenden bir şey görmek, bir şey okumak için sabırsızlanıyoruz. Filmin izlenmesi için Warner Bros gibi bir şirketin kalitesiz videolar çeken youtuber gibi yanıltıcı isim koymasına gerek olmadığını hatta bunun kötü dönüşleri olacağını düşünüyorum.
FANTASTİK CANAVAR
Seride başkarakterin Newt olması, olayların onun etrafında dönüyor olması bence uzun vadede kötü bir fikirdi. Evet, Newt tatlı, eğlenceli bir mesleği olan, izlenilesi bir karakter ve canavarlar gerçekten merak uyandırıcı. Ama Gridelwald ve Dumbledore aşkını anlatmak için mantıklı bir odak noktası değil. Dediğim gibi serinin anlattığı en büyük şey Dumbledore ve Gridelwald aşkı ve bu nedenle hikaye bu ikiliden birinin etrafında dönse seyir zevki açısından daha iyi olacak.
Bu filmdeki Chilin adlı geyiğimsi yaratık hikayeye iyi yön verse de canavarların daha fazla dahil edilmesi gerektiğini fark edip yengeç benzeri yaratıklarla olan sahneyi iyice uzatmışlardı. Karanlık bir hikaye izlerken duyduğumuz çocuksu eğlence büyücülük dünyasının olmazsa olmazı ve bu sahne de o anlardan biriydi, hikayeye kısa bir komiklik katıyordu ama fazla uzaması filmde saate baktığım tek sahne olmasını sağladı.
GÖRÜN GÖRÜN GÖRÜN!
Artık bir çok kişi anladı ama… Fantastik Canavarlar serisi yapılırken yapımcılar izleyici korkusu yaşıyor. Filmin en önemli kitlesi Harry Potter hayranları ama yapımcıların atladığı şöyle bir nokta var, daha önce dediğim gibi biz zaten izleyeceğiz. Yapımcılar ikna olmuyor ve bizleri kaybetmemek için Profesör McGonagal gibi henüz doğmamış insanları yetişkin bir şekilde karşımıza dikiyor. Yine filmde bu amaç ile gösterilmese de Aberforth Dumbledore ile ilk karşılaşmamızdaki repliği “bakın hatırladınız mı? Evet hatırladınız, dur hatırlamayan varsa biraz daha uzatıp kelime oyunu yapalım” şeklindeydi. Ayrıca bilinçli bir sefer dışında fragman izlemedim ama fragmanda gösterilip filmde kesilen buna benzer sahneler varmış.
Ayrıca Yusuf Kama gibi tam olarak neden orada olduğu bilinmeyen kişiler de vardı. Umarım karakterin bulunma nedeni ilerleyen filmlerde öğrendiklerimiz ile anlam kazanır ama ben buradaki amacının ne olduğunu, ciddi anlamda, anlamadım. Bu karakter şu an gerçekten aklımı kurcalıyor amacını anlayan, bilen varsa lütfen yorumlarda beni aydınlatsın. Umarım Rowling’in sonradan açıkladığı “Hogwarts’da Yahudi öğrenciler de vardı” açıklamasının Müslüman versiyonu değildir. Çünkü bunu yapmanın daha doğru birçok yolu varken orada yeri olmayan birisine İslami bir isim verip sonra da anlamsız replikler yazması iyilikten çok saçmalık getiriyor, hikayede onlarca insan var ve herhangi birisine bu adı verebilirdi. Senaryo bitmek üzereyken sonradan eklenmiş ve uğraş çıkarmasın diye hikayeye çok yedirilmemiş gibi duran bir karakterden daha etkili olurdu.
Püfür gibi tekrar gördüğümüz için mutlu olduğumuz detaylar da vardı ama lafım bize göstermek için zamanı büken detaylar için geçerli.
Benim Fantastik Canavarların yeni filmi hakkında söyleyeceklerim bu kadardı. Siz filmi izlediniz mi, platformlara düşmesini mi bekliyorsunuz? İzleyenler beğendi mi? Lütfen yorumlarınızı bizimle paylaşın! Şimdi izninizle ben Felsefe Taşı’nı izlemeye gidiyorum.